Afrika Pazar Araştırması - En net bilgi!
Sizlere Afrika pazarını anlatacağım…
Afrika ekonomisinden beklentiler, Türkiye-Afrika ilişkilerinde geldiğimiz nokta ve bu ilişkilerin geleceği, Türkiye'deki ihracatçıların Afrika'yı nasıl daha fazla keşfedebileceği ve nasıl daha hızlı ticaret geliştirebileceği konularında önerilerimi sizlerle paylaşacağım.
Türkiye-Afrika ilişkilerine bakmadan önce; Afrika kıtasının ekonomik performansını ve hinterlandını gözler önüne sermek istiyorum.
(Video Tarihi: 28 Haziran 2022)
Afrika, yüzde 70’i otuz beş yaşın altında olan bir milyarı aşmış nüfusu ve nüfus artış hızıyla dünyanın geleceğinde önemli rol oynayacak yegâne kıta konumunda.
2050 yılında dünya nüfusunun yüzde 25'i Afrika kıtasında doğan insanlar tarafından oluşturulacak. 2100 yılına geldiğimizde ise yaşayan her yüz insanın 39'u Afrika kıtasında doğmuş olacak. Bu nüfus artış hızı, çok önemli bir yeni nesil ekonomik sınıfın da orta kuşak ekonomi sınıfında doğuşuna şahitlik etmemize neden olacak.
Bugünkü 1,4 milyarlık nüfusun yaklaşık 340 milyonu orta kuşak ekonomik sınıfın temsilcileri ve bu nüfus kendine ilişkin önemli bir talep doğuruyor. Yıllık yaklaşık 1 trilyon dolara uzanacak ithalat talebi, bu talebi karşılamak isteyen dünyanın önemli ülkelerinin hedeflerinin kendilerini kurtarma planlarının merkezine Afrika kıtasını koymalarına neden oluyor.
Zengin doğalgaz ve petrol rezervlerinin yanı sıra koltan gibi özellikle pil yapımında ve elektronik malzemelerde kullanılan madenin neredeyse tamamına yakın rezervinin Afrika'da bulunması, dünyayı Afrika ile entegre olma zorunluluğuna doğru itmiştir.
Şimdi düşünelim; bir taraftan nüfusunuz artıyor, genç nüfusunuz büyümek, ekonomilerini geliştirmek, iyi hastanelere, iyi okullara sahip olmak istiyor. Nüfusunuzun her geçen gün artan ihtiyaçları ve bunların karşılanmasına dönük talepleri var. Diğer taraftan da ciddi anlamda önemli maden rezervine sahipsiniz. Bu madenleri işlemek için ülkeye gelen şirketler için de konut, otel, rezidans gibi ihtiyaçlar doğuyor. Ayrıca bu madenlerin işlenip taşınabilmesi için de yollara ihtiyacınız var. Dolayısıyla her anlamda bir ihtiyaç, talep patlaması var. 30 bin kilometreyi bulan bir sahil hattından ve lojistik merkezi potansiyelinden bahsediyoruz. Bu veriler kaçınılmaz şekilde dünyayı Afrika ile iş yapmaya itiyor.
Türkiye, 2003 yılından itibaren bu önemli pazarı gördü ve stratejisini değiştirdi. Farkındalığı ve hassasiyeti yüksek bir stratejiyle, diğer dış güçlerin aksine, sadece kıtadan bir şeyler alan değil kıtaya da bir şeyler katan politikalarıyla bir kazan-kazan stratejisi ortaya koydu. Bu kapsamda Türkiye; 55 farklı ülkenin 44’ünde büyükelçilik açarak Afrika kıtasında en fazla büyükelçiliği bulunan dördüncü ülke konumuna geldi. Ayrıca 26 ülkede de Ticaret Müşavirliği açarak, Afrika'nın ekonomik ilişkilerinin altyapısını kurma noktasında insiyatif almaya başlamıştır.
Türk Hava Yolları, kıtada açık ara en fazla uçuş ağına sahip, yurtdışı odaklı havayolu şirketidir. Bugün 62 farklı destinasyon, 42 farklı ülke ile kıtada rakipsiz bir uçuş ağına sahiptir ve bunu da her geçen gün arttıracak kararlar aldıklarına şahitlik ediyoruz.
Geliştirilen bu stratejilerin yarattığı etkiyi kısa bir örnek ile somutlaştıralım;
Kıtaya Türkiye'den giden iş insanı sayısının bir kat artması, son beş yılda Türkiye ile Afrika arasındaki ticaret hacmini dört kat artırdı. Dolayısıyla artan ulaşım altyapısı, güçlenen bir ticari işbirliğini de beraberinde getiriyor.
Afrika kıtasında dikkati çeken bir şey daha var; Afrikalıların Türkiye olan yoğun ilgisi.
Afrikalılar, Türkiye’nin kıtadan sadece tek taraflı olarak faydalanmadığını, kıtaya yatırımlar yaptığını da görmeye başladı. Kıtadaki yatırımlarımızın ekonomik büyüklüğü 6 milyar dolar sınırını aşmış durumda. Ayrıca 1750 projeyi tamamlayan Türk müteahhitlik şirketleri kıtada toplamda 81 milyar dolarlık bir değer üretti. Bu gelişmeler Afrikalıların Türkiye’ye olan ilgisini arttırmaya başladı.
Bir taraftan da Maarif Vakfı aracılığıyla Afrika'da izlenen eğitim stratejimiz ile kıtada yönetilen 200’ün üzerinde okul, her yıl Türkiye’ye gelen 30 binin üzerinde öğrenci, Afrika-Türkiye ilişkilerinin pekişmesini sağladı. Dolayısıyla Türkçe öğrenen insanlar, gençler eğitimini Türkiye’de alan Afrikalı öğrenciler, kendi ülkelerine dönüp kuracakları bütün ticaret stratejilerinde Türk mallarını kullanmaya başladılar. Bu da Afrika-Türkiye arasındaki ilişkiler de Türkiye'nin popülaritesini, marka değerini arttıran yeni bir aşama oldu.
Afrika kıtasında başarılı şekilde yürüyen bu dış politika stratejisinin hemen arka planında biz KOBİ’ler, ihracatçılar da yeni bir strateji geliştirmek durumundayız. İhracat yapan KOBİ’lerin Afrika kıtasında daha fazla sahada olma zorunluluğu doğdu. Türkiye’deki toplam şirket sayısının yüzde seksenden fazlası KOBİ statüsünde. Bu şirketlerin de bugünkü ekonomik koşullarda dövizle gelir sağlamaktan başka çareleri yok. Dövizle gelir sağlamak isteyen bir kobinin en kısa ve en hızlı ihracat yapabileceği kıta ise kuşkusuz Afrika kıtası. Çünkü iğneden ipliğe ihtiyacı olan bütün ürünlerin neredeyse tamamını ithal eden Afrika kıtası, Türkiye’ye dönük olumlu algısının sonucu olarak yüzünü Türkiye’ye doğru dönmüş durumda.
Çin'de yaşanan kömür krizi, pandeminin ortaya koyduğu sonuçlar küresel tedarik zincirinde birtakım kırılmalara neden oldu. Bu kırılma sonucunda Afrika ile Çin arasındaki ilişki zarar gördü. Çünkü Çin'den Afrika'ya giden konteynerler üzerine binen yüksek maliyetler, bugün Türkiye'yi Çin karşısında bile Afrika'da avantajlı hale getirdi. Bu durumu bir örnekle pekiştirelim: Bugün Çin'den Batı Afrika ülkesi Benin’e bir konteyner 14 bin 500 dolara giderken, Türkiye'den aynı ülkeye konteyner 5200 dolara gitmektedir. Bu da Türk üreticisinin lehine yaklaşık 10 bin dolarlık bir avantaj oluşturmaktadır.
İşte bu durum ve artan kömür krizinden dolayı Çin’deki fabrikaların üretim kapasitelerini düşürmeleri ve iç talebi karşılamayı önceliklendirmeleri, Afrikalıların tedarik zincirinde yeni partner arayışına girmesine sebep oldu. İşte bu noktada da Türkiye devreye giriyor.
2003 yılında Türkiye’nin Afrika’ya ticaret hacmi sadece 5,4milyar dolardayken 2021 yılını 35 buçuk milyar dolar gibi rekor bir seviyede kapattık. Biz bunun kısa bir sürede 50 milyar dolar olacağına inanıyoruz. Onun için Türkiye KOBİ'lerini Afrika ile iş yapmaya, Afrika'da kendilerine satıcı olarak partner bulup ticaretlerini Afrika merkezinde yürütmeye, ihracatlarında Afrika'yı önceliklendirmeye çağırıyoruz.
Peki, Afrika kıtasına ihracat yapmak isteyen firmalar neler yapabilir?
Öncelikli konu network sağlamak. Bu networkleri nasıl sağlayacaklar? Tabii ki düzenlenen forumlara ve fuarlara katılarak. Bu sayede, iş seyahatleriyle Afrikalıların Türkiye ile çalışma konusunda motivasyonlarının yüksek olduğu bir dönemde, hızlı bir şekilde kendilerine Ticaret partnerleri bulacaklar.
Yani bugün, Afrika'ya ticaret yapmak için tam zamanı. Gün, bugün!
Biz, network bulma, potansiyel müşterilerinizi tespit etme ve ticari partner bulma konusunda sizlere yardımcı olmaya talibiz.
Bu noktada, Dünya Sektörler Arası İş Birliği Forumu’ndan bahsetmek istiyorum.
Dünya Sektörler Arası İş Birliği Forumu Projesi; Türkiye'nin üretici KOBİ’leri ve ihracatçılarının Afrika’da kendisine doğru partner bulma arayışında, Türkiye'den Afrika'ya daha gitmeden, Türkiye’de düzenlenecek bir organizasyonla, Afrika'nın geleneksel pazarlarında ticaret hacmi olan Hindistan, Çin, Birleşik Arap Emirlikleri ve Avrupa Birliği ülkeleri gibi Afrika'da etkili ülkelerin firmalarını Türkiye'ye davet ederek, Türkiye'nin üreticilerini tanıttığımız iki günlük bir networking organizasyonu.
Bir önceki organizasyon 2022 Mart ayında, Türkiye Cumhuriyeti 27. Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Bakan Yardımcımız Sayın Hasan Büyükdede’nin, Ticaret Bakanlığı Bakan Yardımcımız Sayın Sezai Uçarmak’ın, MÜSİAD Genel Başkanı Sayın Mahmut Arslan'ın, Ankara Ticaret Odası Başkanı Sayın Gürsel Baran'ın katılımlarıyla gerçekleştirildi. Türkiye'den 61 farklı şehirden 282 üreticimizin ve ihracatçımızın iki gün boyunca ikili iş görüşmeleri gerçekleştirmelerini sağladık.
Şimdi yine bu harika nüfusunun yüzde 85'ini oluşturan 41 farklı ülkeden gelecek 1250 alıcıyı ağırlama konusunda heyecanımız yüksek. Bu hedefle yola çıktık. Bu sefer Türkiye'den 400 firmanın katılımını öngörüyoruz.
Amacımız; 50 milyar dolara ulaşmasını hedeflediğimiz Türkiye-Afrika ticaret hacmini artırmak, Anadolu'nun üretici KOBİ’lerini Afrika'daki geleneksel pazarlara bir an önce ulaşmasını sağlamak için doğru alıcılarda onları buluşturmak. Dolayısıyla hareket kabiliyeti yüksek yani sadece Afrika'da durmayan Afrika'nın çevresinde ve Afrika'yı besleyen ülkeleri sık seyahat eden, o bölgelerde ticaret kanalı olan, müşteri havuzu olan, kendine ait portföyü olan firmaları Türkiye'ye davet ederek, bu firmalarla Türk firmalarını Ankara'da yapacağımız ikili iş görüşmelerinde buluşturmak ve firmalarımıza yeni ihracat pazarları oluşturma noktasında kararlılığımız yüksek.
Herkesi Wci Forum Dünya Sektörler Arası İşbirliği Forumu’na davet ediyoruz.